Çocuklar Notaya, Notalar Tohum Otizm'e

Doğuş Çocuk Senfoni Orkestrası konserleri sonrası Ersin Antep'in Cumhuriyet'teki değerlendirmeleri...

                                                                                                                                                                                                       Cumhuriyet 05.02.2013

Doğuş Çocuk Senfoni Orkestrası yılın ilk konserlerini verdi

ÇOCUKLAR NOTAYA, NOTALAR TOHUM OTİZM'E

 

ERSİN ANTEP

 

(Eskişehir) Türkiye'de gerçekleşen değerli projelerden biri olan Doğuş Çocuk Senfoni Orkestrası, Tohum Otizm Vakfı yararına 1-3 Şubat arasında Ankara ve Eskişehir'de konserler verdi. Şef Rengim Gökmen idaresindeki konserlere solist olarak Piyanist Gülsin Onay eşlik etti!

 

Ulusal basın ve resmi idareciler için pek anlam ifade etmeyen böylesi konserlerin anlamı, büyüklerin pek kafa yormadığı konulara uzanıyor: Yurdun dört yanından olup birbirini tanımadan ve önyargısızca bir araya gelebilmek, doğru zeminde çalışarak başarıya hep beraber ulaşabilmek, "biz" için doğru 'ben' olabilmek, işini iyi yapmak, ekibin bir parçası olarak kişisel kazançtan çok daha fazlasını edineceği bilincine varmak, manevi olarak kazanmak, dostlar kazanmak ve en önemlisi; "öteki" değil, "birbirimiz" için çıkarsız yararlı olmak…

 

Tohumların fidana, onların ağaca, ağaçların da ormana değil 2B'ye dönüşebildiği ülkemizde, çocuklar çoksesli teknikle yapılan müziği bizzat kendileri yaşıtlarına anlatıyor. Böylelikle notaların eserlere, eserlerin konserlere, konserlerin kültür-sanatseverliğe, kültür-sanat ilgililiğinin de sağlıklı toplum olma sürecine hizmet etmesine dönüşmesi için en değerli yatırımı yapıyor. Çalan minik elleri, başka minik eller alkışlıyor! Eldeki bilet kazancı, başka minik ellerin yararına vakfediliyor. Yüzünü görmediği, adını bilmediği yaşıtı için canla başla çalışıp iyi bir iş çıkarıyor. Ki; konserine çok kişi gelsin, onun için yaptığı daha büyük olsun diye… En önemlisi çocuklar büyüklerin işini ustaca yerine getirirken, yeniden ve birlikte başlama dersi de veriyor.

 

Bir diğer ders de resmi müzik kurumlarına… Doğuş Çocuk, konserinin başında; öyle bir deşifreyle çalınamayacak türden, duyuluşunda dimağlarda Anadolu'yu canlandıran bir Türk bestecisi eserini de itinayla seslendirdi: Hasan Niyazi Tura'nın keyifli, bir Türk'ün de, Avrupalı'nın da anlayacağı ve tekrar karşılaşmak isteyeceği türden başlangıç eseri olan "Türk Dansları"! Üstelik eser dünyada ilk seslendirildi ve daha önceden çalınmış olup da örnek alabilecekleri bir yorum, sözkonusu değil! Henüz okullarında orkestra dersine dahi başlamamış çocuklar, her şeyi en baştan Oğuzhan Kavruk, Hasan Niyazi Tura, Tolga Taviş, Ebru Tamer, Murat Cangal ve üstat Toğrul Ganioğlu'ndan öğrenerek Rengim Gökmen'in usta kaptanlığı sayesinde zoru başardı! Bu ustalık Gülsin Onay'a Çaykovski "1.Piyano Konçertosu"nda eşlik ederken ve Prokofief "Romeo-Jüliet" icrası ile de sürdü! Programın daha çocuksu ve belki buna yönelik ısmarlama eserlerle olması, çalgıları ve müziği tanıtacak, belki çizgi filmle desteklenecek şekilde sürmesi, belli festival ve projelerde bu konserdeki programa benzer tasarılar içine girmesi; Doğuş Çocuk misyonu anlamında daha yararlı olabilecektir.