SEMPOZYUM: "Geleceğin Profesyonel Müzikçileri", 15 Mart 2013/Ankara(Sonuç Bildirgesi)

Başkent Üniversitesi ve Sevda-Cenap And Müzik Vakfı;  15 Mart 2013'te Ankara'da "GELECEĞİN PROFESYONEL MÜZİKÇİLERİ: Yetiştirme Modelleri ve Programları" başlıklı bir müzik sempozyumu düzenledi.

GELECEĞİN PROFESYONEL MÜZİKÇİLERİ

Yetiştirme Modelleri ve Programları

YAZILI VE GÖRSEL MEDYAMIZIN DİKKATİNE:

Sevda-Cenap And Müzik Vakfı ve Başkent Üniversitesi’nin katkılarıyla düzenlediği “GELECEĞİN PROFESYONEL MÜZİKÇİLERİNİ YETİŞTİRME MODELLERİ VE PROGRAMLARI” konulu sempozyumda sunulan ve tartışılan yedi bildiride ortaya konan sorunlar, yapılan saptamalar ve önermeler, Sempozyum Yürütme Kurulu’nca özetlenerek bir Sonuç Bildirgesi’ne dönüştürülmüştür.

Bu sonuç bildirgesinin;

  • Yaratıcı, yorumlayıcı, eğitimci ve araştırmacı müzikçilerin,
  • Tüm müzik kurum ve kuruluşlarının,
  • İlgili kamu, özel ve gönüllü kuruluşların,
  • Tüm medya kuruluşlarının ve
  • Medya eliyle Türk kamuoyunun bilgisine sunulması kararlaştırılmıştır.

 

Saygılarımızla

Sempozyum Düzenleme Kurulu

15 Mart 2013 – Ankara

Dr. Erdoğan Okyay, Prof. Ertuğrul Bayraktarkatal,
 Prof.Dr. Ömer Bozkurt,  Dr.Lütfü Erol, Elif Başman

 

SONUÇ BİLDİRGESİ

Her türlü müzik, küreselleşme sürecinin ve bilişim devriminin bütün yoğunluğu ile yaşandığı günümüzde köklü bir değişime uğramakta v günlük yaşamın olağan, vazgeçilmez bir meta haline gelmektedir.

  1. Popüler müziklerin, bu değişim sürecinde tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de egemen müzik kültürü haline geldiği görülmektedir.
  2. Tüm bu gelişmeleri, ülkemizdeki müzik eğitimi ve özellikle profesyonel müzik sanatçısı ve müzik eğitimcisi yetiştirme süreçlerinde de göz önüne alma zorunluluğu vardır.
  3. Bugüne kadar birbirinden kopuk yapılanmalarla profesyonel müzikçi yetiştiren ve ‘Geleneksel Türk Sanat Müziği’, ‘Türk Halk Müziği’, ‘Çoksesli Türk Sanat Müziği’, ‘Türk Popüler Müziği’,  ‘Müzik Eğitimciliği’ ve‘Müzikbilimciliği’ gibi alanlarda eğitim veren kurumlar, bundan böyle birbirilerinin özelliklerini ve duyarlılıklarını daha fazla gözeterek ve günümüz gereksinimlerine daha iyi yanıt verecek programlar uygulayarak gene aynı yapılanmalar içinde eğitimlerini sürdürebilecekleri gibi, bütüncül tek bir kurumun ayrı bölümleri olarak da yapılanmalarının mümkün olduğu görüşü, katılımcılar tarafından benimsenmiştir.
  4. Sayılan tüm alanları kapsayacak biçimde bir ‘ TÜRKİYE ULUSAL MÜZİK VE SAHNE SANATLARI ÜNİVERSİTESİ ’nin hayata geçirilmesi katılımcılarca yararına inanılan ve önemle öne sürülen bir istek olmuştur. Böylesine bütüncül, özgül ve özerk bir üniversitenin, değişik üniversitelerinin değişik müzik bölümleri arasında bir eşgüdüm görevini de yerine getirmesi mümkün olabilecektir.
  5. Hangi çözüm ön görülürse görülsün, üniversitelerin müzik sanatçısı ve müzik eğitimcisi yetiştiren bölümlerindeki eğitim programlarında müzik ve genelde sanat alanlarının, kendine özgü duyarlılıklarının korunması ve geliştirilmesi üniversitelerin vazgeçilemeyecek önemli bir görevi olarak algılanmalıdır.