Bugün, Toplum ve Müzik-3 (24 Mayıs 2008)

Panel ve Dinleti

"BUGÜN, TOPLUM VE MÜZİK"

Bugünün Toplumuna Sağlıklı Müzik

Müzikbilimciler Sosyalbilimcileri Ağırlayacak!

Bugün , Toplum Ve Müzik Tartışma Zinciri - 3


Tartışma
Hakan Şensoy (KATILMADI), Ayhan Sarı (Müzik Bilimci-İzmir Devlet Türk Musikisi Korosu), Ersin Antep (Müzik Bilimci-Andante Dergisi)

 

Yöneten: Ali Ergur (Toplum Bilimci-Galatasaray Üniversitesi)
Hazırlayan: Ersin Antep

 

" Kantolardan OperetlereDinleti

Sinem Özdemir (Solist), Serkan Halili (Kanun), Gözde Çolakoğlu (Kemençe), Ahmed Tohumcu(Ud), Erhan Koral (Ritim)

Program

Fikrimin İnce Gülü (Muallim İsmail Hakkı), Çok Yaşa Sen Ayşe (Muhlis Sabahattin), Nikriz Sirto (Tamburi Cemil Bey), Koşa Koşa, Coşa Coşa (Kanto), Ben Kalenden Meşrebim (Kanto)

 

AYHAN SARI

 

Konu ve Problem...

Nota nerede asıl, nerede tali (yan) unsur olarak kullanılmalı?

Bunu da belirleyecekler, ancak alanında yetkinleşmiş, açık bir bakış açısına sahip Türk müzik uğraşanları olmalı…

Geleneksel müziğimizin günümüze ulaşmasındaki sistemini, yani meşk gerçeğini kimse inkâr edemez. Artıları-eksileri tartışılsa da GTM'nin resmi öğrenim ve aktarım sistemi meşktir.

O, kendi yapısını buna göre kurmuş ve tarih içinde varlığını bu yöntemiyle koruyabilmiştir. Bu aktarımın, günümüze gelmenin –korumayla- bir alakası yoktur. Bu bir doğal devamlılık yöntemi olup, tabiat yaşamında varolan doğal seleksiyon sistemidir.

Yani güçlü olan, ayak uyduran, uyum sağlayan(*) –eser- yaşar. Diğerleri yok olur, unutulur.

 

İşte GTSM bu sistemini doğal olarak kurabilmiş, dünya üzerinde var olan ender yapı sistemlerinden biridir. Bu nedenle de dünya geleneksel müzikleri içinde yer almayı çoktan hak etmiş ve almıştır da.

GTSM birçok öğeyi, aktarım aracı olarak kullanmış, bu araçların milliyetleriyle hiç mi hiç ilgilenmemiş, sadece kendi akışının  doğrultusunda hizmet edenlerin müdahalelerine izin vermiştir.

Bu nasıl derin bir güçtür ki, yapay aşıların tutmasına izin vermiyor!

Bu saptama çok önemlidir.

GTSM Yüzyıllardır oluşturduğu siyasi egemen gücü ve çevresindeki kollarla kendini benimsettiren tür olarak her zaman ayakta kalmayı başarmıştır.

Sözkonusu; bir çekim, içine alma, içinde öğütme, dışa sunma hadisesidir ve bunu tarihsel süzgeçte kanıtlamıştır…

GTSM'nin gelecek akışı konusunda tabii ki herkes kendi bakış açısında üstüne düşeni yapıyor!

Çoksesli mi?, Teksesli mi? Orkestral mi? Kümesel mi? Doğal akış süreci mi? Yoksa küçük müdaheleleli süreçler zinciri mi?

Popüler zaten değer değerlendirme dışı!

 

HAKAN ŞENSOY

 

Konu ve Problem...

Sanatsal eğitimde kültürel öğretim kısıtlı boyutta kalmaktadır. Öyle ki; görülen kültür dersleri, ilköğretim seviyesindeki ciddiyetinde kalmaktadır. Sanatsal iletişim ve iletimde sorunlar ortaya çıkmaktadır.

 

ERSİN ANTEP

 

Konu ve Problem...

Müzik  içinde "Geleneksel" ve "Sanatsal" gibi ifadelerle özel olarak nitelenen türler, bu niteliklerine ne kadar sahip? Böyle bir ortamda, müziğin bugünün toplumuna faydası ne şekildedir?

 

Tarih : 24.05.2008 Cumartesi / Saat : 16.30 / Caddebostan Kültür Merkezi A Salonu/
Ücretsizdir

"Bir ülkenin iyi yönetilip yönetilmediğine mi bakıyorsunuz? Müziğe bakın!" Konfüçyüs

 

 

OTURUM RAPORLARI     

 

Ali ERGUR: Bir açılış konuşması yaparak tartışmanın amacını ifade etmeye çalıştı ve toplantıların sonunda ulaşılmaya çalışılan hedefin toplumsal fayda temin etmeye çalıştığına vurgu yapıp sözü ilk olarak Ayhan SARI'ya uzattı.

Ayhan SARI: Müzikolojinin kendisine göre en önemli sosyal bölümlerden biri olduğunu hatta en önemlisi olduğunu belirterek Türkiye'de Müzikolog unvanı altında bir kadro bulunmadığını belirtti. Müzikoloji öğrencilerinin Türkiye'de ne iş yapacaklarını sorgulayarak, öğrencilere bir hedef göstermenin zorunluluğuna değindi.

      Daha sonra Geleneksel Türk Sanat Müziği'nin dini müzik ile saray müziğinin birleşmesinden meydana geldiğini ve GTSM.'de  notanın hangi süreçlerden geçerek günümüze gelindiğini özetledi. Ancak 17. Yy.dan bu yana gelişen çeşitli nota sistemlerine rağmen GTSM 'nin notasız bir müzik olduğunu ve bugüne kadar bu anlayışla geldiğini, bu anlayışın çeşitli eleştirilere rağmen, bu müzik türü içerisinde normal bir süreç olduğunu, bu müziğin çok derin ve köklü bir müzik olduğunu belirtti. Bu süreç içerisinde güçlü olarak ifade edebileceğimiz türden eserler ve bunun yanında çoğunluk tarafından beğenilen eserler günümüze kadar gelmeyi başarmıştır.

Ali ERGUR: Bazı eserlerin zaman içerisinde kaybolmasının modernleşmeyle ilgili olduğunu, geçmişten günümüze kadar belli bir elenmenin söz konusu olduğunu vurguladı. Notalama sisteminin modern bir düşünce olduğunu, müzikte de böyle bir sadeleşmeye gidildiğini ve bu bağlamda büyük ölçekli usul ve makamların zaman içerisinde kaybolduğunu belirtti.

Ayhan SARI: GTSM içerisindeki böyle büyük ölçekli eserlerin, bestecinin müziğin içinde nasıl derinleşebildiğini, nasıl bir ruh haliyle müziğin içinde adeta kaybolduğunun göstergesi olarak algılamak gerektiğinin altını çizdi.

Ali ERGUR: Bahsi geçen özelliklerdeki eserlerin o dönem itibariyle belki de gerçekten ölmesi gerektiğini belirtti. Yani bir insan hayatı gibi algılanarak bir eserin bestelenmesi, zaman içerisinde gelişmesi ve daha sonra da ölmesi, kaybolması gerekiyordu. Bu süreci böyle bir doğallıkla açıklayabilmenin mümkün olduğunu belirtti.

Ayhan SARI: Konservatuarlardaki eğitim müfredatında öğrenciye seçme hakkı tanınmadığını bir çeşit zorlamayla eğitim yapıldığını ancak eskiden müzik eğitiminde öğrencinin hocanın karşısına bilinçli bir şekilde geldiğini, diz dize oturarak meşk sistemiyle eser geçildiğini belirtti. Ayrıca ülkemizde müziğe belli kalıplar biçildiğini, illaki benzetmeler yoluyla bir standarda oturtma çabasından şikayet etti. Ancak müziğin buna izin vermediğinin de altını çizdi.

Ersin ANTEP: Tartışmanın bu bölümüne kadar çeşitli şifrelerin oluştuğunu belirtti. Bunlardan ilkinin "müziğin beğenilmesi", ikinci olarak da "sadeleştirme" kavramlarına vurgu yaparak bir eserin ne kadar sadeyse o kadar kolay anlaşılabildiğinin altını çizdi. Ayrıca güncel bir müzik olayına, Eurovision Şarkı Yarışması'na değinerek, şarkıların belli bir kalıptan çıkmış gibi standart olduğuna dikkat çekti. Daha sonra günümüzde bu kadar çok çeşit varken GTSM'nin dinlenip dinlenilmediğini ya da beğenilip beğenilmediğini sorguladı.

Ali ERGUR: Bugün ki müziğin tarihsel gelişiminin çizgisini çekebileceğimiz ve buna göre değerlendirebileceğimiz bir nokta olup olmadığını soru olarak yöneltti.

Ersin ANTEP: Müzik tarihindeki dönemlerden bahsederek o dönem içerisinde yaşayan bestecilerin bunun farkında olmadığını, bu süreçlerin daha sonra tarihçiler tarafından belli dönemlere ayrıştırıldığını belirtti.

Ali ERGUR: Müziğin toplumla son derece ilişkili bir sanat olduğunu ve kişilerin bakış açılarına, birikimlerine göre değerlendirmenin değişebildiğini vurgulayarak müziğin sınırının olup olmadığını sorguladı.

İzleyici(Mühendis): Liseler arası bir müzik yarışmasından bahsederek Kenan Evren Anadolu Lisesi'nin "Çayır Çimen Geze Geze" isimli türküyle dünya birincisi olduğunu belirterek, türkülere verilen önemin günümüzde neden bu kadar az olduğunu sorguladı.

Ayhan SARI: Günlük hayatta popüler müziğin daha çok dinlendiğini, fakat akşam olunca bir içki masasında dinlenilen müziğin uzun hava, gazel olduğunun altını çizdi.

Ersin ANTEP: Uzun hava dinlerken hüzünlenmek veya ağlamak, müziğin antropolojik yapısıyla ilgili olduğunu belirtti. Genetik şifrelerle ilgili bir durum olduğunun altını çizdi. Toplumumuzun Orta Asya'dan bu yana kopuz dinlediğini ve bugüne kadar gelindiğinde belli bir süreçten geçtiğini ifade etti.

Ali ERGUR: Eğlence müzikleri ile sanat müziklerini ayrıştırmak gerektiğini, ikisini ayrı ölçülerle değerlendirmek gerektiğini vurguladı.

Ayhan SARI: TRT'nin arşiv uygulamasına değinerek, şu anda bu arşivden yararlanmak imkanının bulunmadığını, TRT tarafından bu arşivin araştırmacılardan esirgendiğinin altını çizdi. Daha sonra müziğin toplumumuzdaki yerine değinerek şimdiye kadar müziğin toplumumuzda tali bir unsur olduğunu belirtti.

Ali ERGUR: Müziğin nasıl aktarılması gerektiğini sorguladı.

Ayhan SARI: Bunun çeşitli yöntemleri olduğunu belirterek, tekrar TRT'ye değinip uygulamasını eleştirdi.

Ersin ANTEP: TRT arşivine bir radyo kanalı kurmak yoluyla, nasıl illegal yollardan erişilebileceğini anlattı. Az önce bahsi geçen müzikolog kadrolarının hangi şartlarda oluşturulduğunu izah etti.

Ayhan SARI: Devletin teşkilatında "Sanat Kurulu" adı altında bir kurul bulunduğunun ancak bu kurul içerisinde "müzikolog" kadrosunun bulunmadığını belirtti.

Ersin ANTEP: Konuya farklı bir açılım getirerek "bir insanın dinlediği müziğin kendisine faydalı olup olamayacağını tespit etme" anlamında ne kadar başarılı olabileceğini sorguladı.

Ayhan SARI: GTSM'nin kökümüzde olduğunu, bunun birer parçası olduğumuzu belirtti. Fakat bugüne kadarki yapılan araştırmaların yetersizliğini şikayet ederek, henüz Orta Asya'daki müziklerle dahi ilişkilendirmemizi doğru bir şekilde yapmamış olmamızı eleştirdi. Toplumdaki idol kavramını sorgulayarak, Göksel Baktagir örneğini vererek GTSM' ne katkılarından bahsetti. İdol sözcüğünün içini dolduran karakterleri, bugün halka sorulduğunda Ahmet ÖZHAN cevabı verildiğini, hocalara sorulduğunda Alaeddin YAVAŞÇA cevabının verildiğini belirterek, algılamadaki farklılıklara dikkat çekti.

Ali ERGUR: Günümüzde üç farklı müzik eğitim sürecinden bahsetti. 1) Profesyonel Eğitim ve Konservatuarlar, 2) Genel müzik eğitimi ve ilköğretim okulları, 3) Hayatın her alanında karşılaştığımız müzik. Bu eğitim süreçlerinin temelinde kültür politikasının yetersizliğini belirtti.

Ayhan SARI: 3 kişinin bir araya gelip 5 şarkıyı arka arkaya söyleyemediğinden şikayetle eğitim metodunu eleştirdi.

İlyas CEYLAN(İzleyici): "GTSM olarak ya da Türk Müziği gibi ifadeler kullanarak adlandırmak doğru mudur?" Şeklinde soru yöneltti.

Ayhan SARI: "Bu adlandırma aidiyet duygusunun bir tezahürüdür. Saygun, Kayahan ve Saadettin KAYNAK'ta Türk müziğinin birer örnekleridir." Şeklinde cevap verdi.

Ali ERGUR: Coğrafi olarak adlandırıldığı takdirde işin içinden çıkılabileceğini belirtti. Adlandırma sorunun her zaman bir çok disiplinde problem olduğunun altını çizdi.

İlyas CEYLAN(İzleyici): Az önce devlet teşkilatında müzikolog kadrosunun bulunmadığından şikayet edildiğini belirterek, sistemin böyle bir ihtiyacının olup olmadığı soruldu.

Ersin ANTEP: Toplumsal olarak tepki olmayan sistemde tabiî ki çeşitli yönlendirmelerin olması gerektiğini belirtti.

Efe DEMİRER(İzleyici): Eski insanların kendi müziklerini nasıl adlandırdıklarını sordu.

Fatih ERDOĞDU(İzleyici): Sebep ne olursa olsun temelde sorunun insanda başladığını ve insanın bilinçli bir şekilde "sadece işini iyi yapmakla" bile bir çok meselenin halledilebileceğini savundu.

Naci Bey(izleyici): Kirli müziklerin elenmesinden ne kastedildiğini sordu.

Ayhan SARI: Böyle bir ifade kullanmadığını belirterek eski zamanlardan bugüne algılamanın değiştiğine vurgu yaptı.

Ali ERGUR: 18. yy. ile günümüz  arasında evrimleşme ya da modernleşme anlamında paralellikler olduğunu belirterek tartışmayı bitirdi.

Düzenleme Kurulu: Ersin Antep, Bora Bilgin, Alp Özeren, Pınar Özcan Antep, Lüal Karatay, Seda Binler, Duygu Uzlar, Yusuf Kocakaplan, Yunus Emre İçigen, Hakan Güvençli, Yücel Canyaran (CKM Genel Sanat Yönetmeni), Hülya Demirci (CKM Basın Yayın Birimi)

Bilim Kurulu: Ersin Antep, Ali Ergur, Ayhan Sarı

Raportörler: Pınar Özcan Antep, Bora Bilgin

"Şikayet edenler, evinin önünü süpürmeye başlamadıkça; bütün şehir temizlenemez!" E.A