Sanatçılar Memur Mu, İşçi Mi?

ERSİN ANTEP

KÜLTÜR BAKANLIĞI SANATÇILARI VE SÖZLEŞME KRİZİ

 

Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü'ne bağlı sanat kurumlarına mensup sanatçılarla her yıl yenilenen idari sözleşmesi, geçtiğimiz günlerde kurumlara farklı bir içerikle, yani hizmet sözleşmesi olarak gönderilerek imza için 1 haftalık süre verildi.

 

Bir senfoni orkestrasına ya da koroya girebilmek için öngörülen kıstaslar; konservatuar çalgı mezunluğu seviyesini işaret ediyor. Diğer topluluk ve korolarda ise, çalgı veya ses icracılığı için öngörülen kıstaslar daha farklıdır. Bu kurumların mensupları arasında üniversitede müzik öğrenimi görmüş personel de azdır, lisansüstü mezunu ise neredeyse yoktur. Ortaöğretim mezunları çoğunluktadır. Yüzde hesabıyla kabataslak şöyledir denebilir: %20 ilkokul-ortaokul, % 60 lise, % 19 üniversite mezunu, % 1 lisansüstü mezunu (yüksek lisanslı 5-6 kişi civarında, doktoralı ise tek bir kişi). Şefler ise; topluluklarda kendi bünyesi içinden idarece atanan, orkestralar ve çoksesli koroda ise, özel şeflik diploması ve tecrübesi olanların açılan sınavla özel teşkil bir kurulun karşısında yeterlik alınmasıyla atanır.

 

Öyle görünüyor ki sözleşme; Türk Dünyası Müzik Toplulukları (TDMT), Modern Folk Müzik Topluluğu(MFMT), Türk Halk Müziği Koroları (THM) ve 40 kişilik kadrolu Devlet Türk Müziği Toplulukları(DTMT) ve kadrosu 60 kişi olup Büyükşehirlerde konuşlu olan, çoğunluğunda 90-100 kişinin görev yaptığı Devlet Klasik Türk Müziği Koroları(DKTMK) için hazırlanmış. Sonra senfoni orkestraları ile çoksesli koroya da mal edilmiş. Bilindiği üzere bu sanatsal kurumların personel niteliği, mevcudu ve kurum yönetim mevzuatı başka başkadır.

 

Esasen sözleşmeli memur sanatçı kadrosunda görevli olan orkestracılara, idari sözleşmelerin sezon başlangıcından önce gönderilmesi gerekirken, bu yıl neden bu denli geciktiği de içeriğinden anlaşılıyor. Sözleşmenin içeriğinde sanatçıların 5434 sayılı Emekli Sandığı kanunu ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'ndan kazanılmış haklarından bahsedilse de, bu kanunlardan kendi rızalarıyla vazgeçmeleri anlamına geliyor. Aslında her yıl yenilenen idari sözleşmenin hizmet sözleşmesine dönmesi ya da hizmet sözleşmesine dair hükümler içermesi, dayanak noktası olan kanunlarla çatışıyor. Herhangi bir kişinin üzerinde hizmet sözleşmesine dayanarak idarece bir yaptırım uygulandığı ve olayın yargıya intikali durumunda ise; hali hazırda imzalanması istenen hizmet sözleşmeleri pek bir anlam ifade etmiyor. Sözleşmelerdeki hükümlerde, esasen memuriyeti etkileyen disiplinsizlik hallerini –ilgili kanunlarda yer almasına rağmen- özellikle telaffuz etmesi; yalnızca görevini layıkıyla yapan sanatçıların motivasyon kaybı ve görev anlayışlarında erezyona, onur kırıklıklarına sebep olmuş gözüküyor.

 

Devlet Opera ve Balesi'ne bağlı sanatçılara gelmediği anlaşılan sözleşmelerin, Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü bünyesinde hazırlandığı kesinlik kazanıyor. Güzel Sanatlar yetkililerin, bu yıl da geçen seneki sözleşmeleri imzalatması, gelecek sezon için ise şimdiden ve yukarıdaki hususları da göz önüne alarak yeni bir sözleşme hazırlaması daha doğru bir yöntem gibi gözüküyor. Daha ayrıntılı olacak olan yeni sözleşme için eminiz ki kurum yöneticileri de samimi destek vereceklerdir. Kurumiçi dengelerde başarılı personeli destekleyip ön plana çıkarmak, başarısız personeli çalışmaya sevk etmek, özellikle art niyetli personeli ayıklamak için bizzat kurum idarecileri doğru yönlendirmede bulunacaklardır. Zira kimse kendi sırtından başkasının para kazanmasını istemez. Yılbaşında gelecek yeni sözleşmeyle personel içinde disiplinsiz ya da kuruma zarar verenlerin kendilerine çeki düzen vermesi için açılacak beyaz sayfa ile müzik kurumları da taze kan bulacaktır.