Konserlerin aynı tarihlere denk gelmesi müzikseverleri kararsız bırakacak
Gelecek salı İstanbulluların işi iyice zor: Bir yanda Sinfonia Varsovia, ünlü kemancı Julian Rachlin ile Mendelssohn’un güzelim keman konçertosunu ve Penderecki’nin Leh Requiem’ini sunarken, öte yanda Opera Festivali de günümüzün en ünlü baritonlarından Dmitri Hvorostovsky ile genç soprano Ana Maria Martinez’i ağırlıyor. O akşam Aya İrini ile Zorlu Center arasında ışınlanmak gerekecek.
Önümüzdeki hafta İstanbul Müzik Festivali, Opera Festivali ve İzmir Festivali’nin etkinlikleri, çakışan güzel programlarla müzikseverleri kararsız bırakacak.
13 Haziran Cuma akşamı Bakırköy’deki yepyeni Leyla Gencer Opera Sahnesi’nde Samsun Devlet Operası, Kazak besteci Mukan Tulebayev’in (1913-1960) Birjan ve Sara adlı yapıtını sergileyecek. Hem bu operayı hem de mekânı merak edenler aynı anda Aya İrini’deki konserle çakışmasına üzülecekler. Zira orada da bir dünya prömiyeri var: İKSV’nin Rus besteci Alexander Raskatov’a (1953) ısmarladığı Crying in the Wilderness (Yabanda Çığlık) adlı yapıt çalınacak.
Seksen kişilik karma koro ve büyük orkestra için Suriyeli Efrem’in metinleri üstüne yazılmış. Çağdaş Rus müziğini doruğa tırmandıran Stravinkski, Şostakoviç, Şnitke, Lindberg gibi ustaların çizgisinde yürüyen Raskatov, bu çalışmasında Bizans müziğini de işlediğini belirtmiş. Onu daha iyi tanımak için yeniden kavuştuğumuz U-tube’dan Fünf Minuten aus dem Leben-W.A.M. adlı Mozart’a göndermesini dinleyebilirsiniz. Aynı konserde bestecinin 2002’de yazdığı viyola konçertosu The Path da (Yol) çalınacak.
Hem de çağımızın en önemli viyolacılarından Yuri Bashmet solist olacak. The Path, yeni çağın yeni dilini kullandığı kadar yarattığı tınısal zenginlikte dinleyicisiyle barışan bir yapıt. Yepyeni bir yapıtın ilk kez yaşama kavuştuğu anın tanığı olmak beni her zaman heyecanlandırır. Üstelik Festival’in yerleşik konuk orkestrası olan Sinfonia Varsovia, Varşova Filarmoni Korosu ve Andres Mustonen gibi usta bir şefle Aya İrini’nin ortamında yüzyıllar iç içe geçecek. Hep söylerim, müzik sanatının hangi çağını yaşadığımızı kavramak için böylesi konserleri kaçırmamalıyız.
Cumartesi akşamı İzmir Festivali de Efes Antik Tiyatro’da Sinfonia Varsovia ile başlıyor. Topluluk bu kez çağımızın büyük besteci ve şefi Krysztof Penderecki yönetiminde çalacak. Beethoven ve Penderecki (2. senfoni) programında Hüseyin Sermet Beethoven’ın 5. piyano konçertosunu seslendirecek.
14 ve 15 Haziran günlerinde İstanbul Opera Festivali’nde ise Salzburger Landestheater’in sergileyeceği Gluck’un Beklenmedik Karşılaşma adlı rengârenk bir operası var.
İstanbul Festivali gelecek haftaya Penderecki yönetimindeki Sinfonia Varsovia’nın iki konseriyle başlıyor. Her iki konser de günümüzün önde gelen solistlerini sunacak: Piyanist Piotr Anderszewski saygın bir Leh bestecisi olan Syzmanowski’nin Konsertant Senfonisi’nde solist.
Gelecek salı ise İstanbulluların işi iyice zor: Bir yanda aynı topluluk ünlü kemancı Julian Rachlin ile Mendelssohn’un güzelim keman konçertosunu ve Penderecki’nin Leh Requiem’ini sunarken, öte yanda Opera Festivali de günümüzün en ünlü baritonlarından Dmitri Hvorostovsky ile genç soprano Ana Maria Martinez’i ağırlıyor. O akşam Aya İrini ile Zorlu Center arasında ışınlanmak gerekecek.