EVİN İLYASOĞLU
Allegro
Rudolf Buchbinder, Beethoven’ı kendi çağındaki kadar özgün ve bugünün ulaştığı ses dünyası kadar zengin çaldı.
>21. yüzyılın ilk çeyreğinde yaşayan bir yorumcu Beethoven’a nasıl bakar diye sorsanız, bütün yanıtları Buchbinder’in yorumunda bulabilirdiniz.
Beethoven, klasizmi romantizme bağlayan büyük deha! Kendi içinde kopan fırtınalarla romantik çağın öncüsü olmuş. Onu yorumlarken her iki çağın özelliklerini de duyurmak gerekir. Geçen hafta BİFO’nun solisti olan büyük piyanist Rudolf Buchbinder, Beethoven’ı kendi çağındaki kadar özgün ve bugünün ulaştığı ses dünyası kadar zengin çaldı. Bestecinin 3. Piyano Konçertosu’nda yapıtın çağına uygun olarak çok az pedal kullandı. Abartısız, sakin, derinden gelen çalışı yüzlerce ton içeren güzel renklerle bezenmişti. 21. yüzyılın ilk çeyreğinde yaşayan bir yorumcu Beethoven’a nasıl bakar diye sorsanız, bütün yanıtları onun yorumunda bulabilirdiniz. Şef Sacha Goetzel bu büyük sanatçıya saygılı ve uyumlu bir eşlik sundu.
BİFO’nun konserdeki ikinci yapıtı Mozart’ın Requiem’iydi. Zorlu Center’ın akustik koşullarında korolar güzel tınlıyor. Solistlerin her birisi değerliydi ama T.C. Kültür Bakanlığı Devlet Çoksesli Korosu gerçekten üstün bir performans sergiledi. Yılların deneyimi ve hep birlikte söylemenin güveniyle bilge oldukları kadar coşku doluydular. Koronun sanat yönetmeni ve koro şefi Cem’i, Cem Deliorman’ı candan kutluyorum. Bu topluluk tartışmasız Türkiye’nin en iyi korosu.
Opusamadeus Festivali
Mehmet Mestçi üç yıldır kendi girişimleriyle bir oda müziği festivali düzenliyor. Uzun yıllar Buda-Peşte’de yaşamış, müzik çevrelerini tanımış. Kendi kuşağının yerli ve yabancı yorumcularını bir araya getiriyor, kişisel dostluklarıyla festivali zenginleştiriyor. Ben bu yılki festivalde Bottesini Beşlisi adlı bir İtalyan topluluktan ilginç bir konser dinledim: Avusturyalı besteci Hummel’in piyanolu kentetinin ardından aynı model üstüne yazılmış Schubert’in Alabalık Beşlisi’ni çaldılar. Geçen hafta da St. Antuan’daki son konserde Aura Musicale Barok adlı topluluğu ve bas Wolfgang Bankl’ı izledik. Dönem söylemini iyi yorumlamalarına karşın klavsen ve barok yaylı çalgıların sesleri St. Antuan’ın akustiğinde tümleşmiyor, her birisi ayrı duyuluyordu. Umarım gelecek yıl Mestçi her zaman rastlayamayacağımız bu tür toplulukları daha elverişli mekânlarda çaldırma olanağı bulur.
Ayşedeniz Pink Floyd ile rengârenk
Aksanat’ta Ayşedeniz Gökçin (1988), neşeli, keyifli yapmak istediğini başarmanın huzuru ve coşkusu içinde bir dinleti sundu. Rosalyn Tureck ve Christopher Elton başta olmak üzere ünlü pedagoglarla, Amerika ve İngiltere’de önde gelen müzik kurumlarında eğitildi, Royal College of Music’ten master aldı. Klasik çalışmalarının yanında kendine yeni kanallar açıp, yeni bir kitlenin de dikkatini çekmeyi başardı: Pink Floyd şarkılarını Franz Liszt’in stilinden alıntılarla kendi söylemine uyarladı, Lisztified adıyla bir de albüm çıkardı. Böylece artık yalnız klasikçiler değil, progressive ve psychedelic rock müziğini sevenler de onun CD’lerini alıp, konserlerini dolduruyor.