EVİN İLYASOĞLU
Allegro
Yurtdışına gittiğinizde, uluslararası üne kavuşmuş nice müzikçi size Leyla Gencer’i sorar. Hele 1950’leri yaşamışlarsa, onu anarken bir başka heyecan duyarlar. Leyla Gencer, şarkı söylemenin bağırıp çağırmak olmadığını, şarkılardaki küçük nefeslerin değerini ve bağlı söylemenin mucizesini öğretmişti operacılara. Onun anısını korumak, bizler için ulusal bir hazineye sahip çıkmak gibidir. BİFO’nun düzenlediği konsertant operalar yıllardır Leyla Gencer’in anısını yaşatıyor. Bu kez onunla özdeşleşen “Norma” operasını izledik. “Casta Diva” aryasını dinlerken Leyla Hanım’ın nazlı sesini anımsadım. Bellini’nin bu romantizmin doruğundaki yapıtında, Sacha Goetzel yönetimindeki BİFO, eşliklerde çok özenliydi. George Enescu Filarmoni Korosu, yılların birikimine sahip, volümlü bir topluluk. Başta, soprano Piscitelli, mezzo Gubanova, tenor Giordano ve bas Dumitrescu olmak üzere solistlerin de her birisi Leyla Gencer’in disiplininde bel canto geleneğine uyumlu sanatçılardı.
Bu arada BİFO gelecek yılki programını açıkladı: Yılların ünlüleri kadar yeni parlayıp doruğa tırmanmış sanatçılar da var. Bu kez Leyla Gencer’in imzasını taşıyan opera yine Yekta Kara rejisiyle sahnelenecek olan R. Strauss’ın “Güllü Şövalye”si.
Donizetti Ödülleri
Andante “Donizetti” Klasik Müzik Ödülleri’ni çok önemsiyorum. Öncelikle altı yıldır devamlılık kazandığı için. Sonra da hiçbir çatı altında toplanamayan klasik müzikçileri, yorumcusu, bestecisi, yazarı ve dinleyicisiyle yılda bir kez olsun bir araya getirdiği için. Ayrıca, parlayan yıldızlar ortaya çıkıyor, duayen sanatçılar onurlandırılıyor, her kesimden, her yaştan müzikçi birbiriyle kaynaşıyor. Andante dergisinin uzun yıllar devamı ve bu ödül törenlerinin gelenekleşmesini diliyorum. Zira, AKM de ortadan kalkalı beri sanatçılarla izleyicilerin buluştuğu tek platform Donizetti ödül törenleri. Bu yıl büyük usta, piyanist Ayşegül Sarıca’ya Yaşamboyu Başarı Ödülü sunuldu. Sarıca’nın çaldığı Brahms, yılların incelikli birikimini sergiliyordu.
Yılın piyanisti, artık dünyanın pek çok köşesinde sesini duyuran Ayşedeniz Gökçin oldu. Beethoven, Liszt gibi klasik müzik tarihinin devleriyle, caz, rock ve dünya müziğini buluşturduğu yapıtlarında yüksek bir enerji ve piyanistik hünerlerini sergiliyor.
Aday seçiminde bu yıl kimi kategoride dengesizlik dikkatimi çekti. Derece alanlardan söz etmiyorum, adaylık gruplarının kıstasına değinmek istiyorum: Dünyanın önemli ödüllerini kazanmış, önde gelen sahnelerinde yer almış sanatçılarımızla henüz parlayanlar bir arada aday gösterilmiş; veya halen dünyada kendini tanıtmış nice genç sanatçımız aday bile gösterilmemiş.
Bir yarışmanın kalıcılığı ve saygınlığı açısından adayların hangi kıstaslara göre seçileceği ve birinciliklerin hangi ölçütlerle verileceği güçlü bir çerçeve içine oturtulmalı. “Şartname”nin içeriğini bilmiyorum, ama sınır dışındaki önemli merkezlerde sesini duyurabilmek, Donizetti Ödülleri’nin de kıstaslarından biri olmalı.
18.5.2016 Cumhuriyet